Günümüz Dünyası ve En Büyük Cihad

Günümüz Dünyası ve En Büyük Cihad

Ebu Said El- Hudri (r.a.) rivayet edilmiştir. Bir adam Resülullah (s.a.v)’e gelip “insanların hangisi en faziletlidir ” diye sordu. Bunun üzerine H.z. Peygamber; “Allah yolunda canıyla ve malıyla cihad eden kimsedir” buyurdu.  (Buhari, Cihad 2; Müslim İmare 122-124(1888); Ebu Davud Cihad 5 (2485); Tirmizi, fazailu’l-cihad 24)

        Cihad kelime manası itibariyle gayret etmek, bir işi yapabilmek için bütün imkanları kullanmak anlamına gelen “cihad” kavramı; Kur’an’da ve hadislerde; Allah yolunda savaşmak anlamını ifade ettiği gibi dini öğrenmeyi , dinin emir ve yasaklarına uymayı, haram ve günahlara karşı nefis ile mücadele etmeyi, islamın bilinmesi için çalışmayıda ifade eder.

        “Cihad” kavramı; Mekke döneminde İslam’ın tebliğ edilmesi ve dinin emir ve yasaklarının yerine getirilmesi anlamında kullanılmıştır. Medine döneminde ise fiili savaşların yapılmaya başlanması ile “kital/savaş” anlamı da içermeye başlamıştır. Bu durumu hem Kur’an da hem de hadislerde öğrenmekteyiz. “Cihad” kavramıyla ilgili 31 ayet’ten 17 si savaş bağlamında 14 ayet’te ise İslam’ın bilinmesi, tanınması, yaşanması ve yücelmesi için göterilen çabayı ifade eder.

 Kıymetli kardeşim!

İslam’ın günümüz dünyasında doğru ve olması gerektiği gibi algılanmasına çalışmak bilesinki yapılabilecek en büyük cihad’tır. Tabi bu cihadı yerine getirmenin en baş faktörü kişinin önce nefsiyle cihad etmesi ve bu bağlamda nefsini  yani kendisini ıslah etmesidir. İnsan kendini ıslah etmeden, doğruyu ve güzeli bulmadan bir başkasına doğruyu ve güzeli anlatamaz, yaşanmasına sebep olamaz. Her şeyden önce insan’ın her gün kendini İslam’ın istikametinde olup olmadığını sorgulaması, gözden geçirmesi lazım. Bunu yapan bir mü’min cihad yapıyor demektir. Hem de yapılabilecek en büyük cihad’ı yapıyordur. İşte bu durumda olan biri, diğer insanlara karşı inandığı doğruları korkmadan, çekinmeden anlatabilir. Hem de göğsünü gere gere onurla, şerefle İslam’ın hayat veren hakikatlerini haykırabilir. Bu istikamet üzere olan bir inanan günümüzde aranan, övülen bir mücahittir. Şu anda dikkat çekmeden burayı geçemeyeceğim; Biz Müslümanların en önemli sorunlarından biri, dünyanın bizi nasıl algıladığı ve değerlendirdiğidir. Günümüz dünyası Müslümanlara karşı büyük bir algı zehirlenmesi yaşamaktadır. Bu sorunu aşmanın tek yolu İslam’ın doğru ve güzel yaşanmasıdır. İşin garip yanı bu algı zehirlenmesine maruz kalan sadece Yahudi, Hristiyanlar veya Budistler değil Müslümanların bizzat kendileride İslamı yanlı ve yanlış algılıyor ve öyle olduğuna inanıyorlar. Bu durumu bertaraf edecek olan İslam’ın özünü, Peygamberin örnekliğinde yaşayan Müslümanlardır. Kur’an bu şekilde yaşanacak İslam’ı 14 yerde detay’ı ile anlatıyor.

     Biz burda bazılarına dikkat çekip konuyu izaha çalışacağız. İslam’ı Mekke döneminde henüz fiili olarak savaşa izin verilmeyen bir dönemde inen Furkan Süresi 52. ayetinde “Ey Peygamber  öyle ise kafirlere iteat etme, onlara karşı bu Kur’an ile büyük bir cihat’ta bulun” demekte harp meydanında fiilen savaşmayı değil inanmayanlara karşı Kur’ani delillerle mücadele etmeyi ve onlara boyun eğmemeyi ifade eder. Bu ayetle birlikte Tahrim Süresi 9. Ayetinde “Ey Peygamber! Kafirlere ve Münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı çetin ol” demekle bu izahını yapmaya çalıştığımız anlamı kast ediyor.

     Peki Kur’an cihad olarak savaşmayı “kital”i kastettiği ayetler ne olacak.

     Aziz Müslüman!

     Toplumumuzda her fert kendisine düşen vazifeyi en layığı ile yapması ve bunu yaparken de ölçünün “Allah rızası” çerçevesinde olması cihadın en önemli göstergesi ve en önemli şeklidir. Her Müslüman vazifesini Allah’ın kendisine tevdii ettiği bir emanet olarak görmeli ve bu emanet bilinciyle dinini yaşaması lazım geliyor.

    Bunu yapmak nasıl olmalı?

    Çözümün bir göstergesi tüketmekten çok üretmekten geçiyor. Günümüzde Müslümanlar üretmek için daha fazla çalışmalı ve İslam’ın yücelmesinin ancak ve ancak kendi benliklerini ve işlerini, mesleklerini dürüstçe ve doğruluk içinde yapmakla mümkün olabileceğini anlamalıdır. Sadık ve Saduk bir Müslüman olmak bir esnafın en büyük cihadıdır. Zamanın gereklerine göre kendini yetiştirmiş ve bunun için dertlenmekte olan bir öğretmen en büyük cihadını yapmaktadır. Kamu hakkına hakkıyla riayet eden bir memur işçi yapılabilecek en büyük cihadı  yapıyor demektir.  Yani aziz kardeşim her Müslümanım diyen insan ahirete endeksli olarak dünya’yı cennetleştirmeye çalışmalıdır.

    Müslüman’ın dünyadaki vazifesi kulluk çerçevesinde dünyayı cennet’e çevirmektir. Dünyayı cennetleştirmektir. Bunun için önce kişi nefsini sonra da işini ıslah etmeye çalışması asıl yapılması gereken cihattır. Bu cihatta başarılı olmayanın “kital” savaş alanında muzaffer olması mucizeye kalmıştır. Mucizeyi beklemek ise Müslümana yaraşmaz. Çünkü Müslüman mucize beklemez Müslüman vazifesini yaparak mucizenin bizzat kendisi olur. Vesselam dua ile  

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow